بِسۡمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحۡمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

وَٱلنَّٰزِعَٰتِ غَرۡقٗا ١

Andolsun (kâfirlerin cesedlerine) boğulmuş olan ruuhlarını tâ derinlikler (in) den söküb koparan,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلنَّٰشِطَٰتِ نَشۡطٗا ٢

(mü'minlerin canını ise) rıfk ile çıkaran (ölüm melek) lerine,

– Hasan Basri Çantay

وَٱلسَّٰبِحَٰتِ سَبۡحٗا ٣

andolsun (dalgıç yüzer gibi) yüzüb (ve gökden inib) de,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلسَّٰبِقَٰتِ سَبۡقٗا ٤

(kâfirlerin ruhlarını cehenneme, mü'minlerinkini cennete götürmekde) öncül olarak koşan,

– Hasan Basri Çantay

فَٱلۡمُدَبِّرَٰتِ أَمۡرٗا ٥

bir de (dünyânın) işi (ni) tedbîr eden (diğer melek) ler (zümresin) e (ki muhakkak hepiniz tekrar dirileceksiniz).

– Hasan Basri Çantay

يَوۡمَ تَرۡجُفُ ٱلرَّاجِفَةُ ٦

O gün sarsan sarsacak,

– Hasan Basri Çantay

تَتۡبَعُهَا ٱلرَّادِفَةُ ٧

onun ensesine binecek olan da ardından gelecek.

– Hasan Basri Çantay

قُلُوبٞ يَوۡمَئِذٖ وَاجِفَةٌ ٨

O gün kalbler (korku ile) titreyecek,

– Hasan Basri Çantay

أَبۡصَٰرُهَا خَٰشِعَةٞ ٩

(saahiblerinin) gözleri zilletle eğilecekdir.

– Hasan Basri Çantay

يَقُولُونَ أَءِنَّا لَمَرۡدُودُونَ فِي ٱلۡحَافِرَةِ ١٠

Onlar derler ki: «Biz mi saahiden eski haale döndürülmüş olacağız»?

– Hasan Basri Çantay

أَءِذَا كُنَّا عِظَٰمٗا نَّخِرَةٗ ١١

«Biz çürüyüb dağılmış kemikler olduğumuz vakit mı?»

– Hasan Basri Çantay

AYARLAR
Okuyucu